90larda çocuk olmak bi ayrıcalıktır, bütün güzelliklerin son kez yaşandığı zaman aralığıdır 90lar ve 2000ler...
Nesi güzeldi normal bugünki gibi bi zamandı diyosunuzdur fakat zamanı geri al deseler ogünlere dönmeyi çok isterim.gelen gideni aratır derler ya bu zaman için daha uygun bir söz bence.. gelen bu teknoloji çağı giden o güzel soba kokulu seneleri çok aratıyor...ben İstanbul'un Gaziosmanpasa ilcesinde dogdum ve buyudum ortaokulun sonlarına doğru Çapa'ya taşındık fakat Gazıosmanpasa bana o kadar cok sey kattı ki...ne zaman gitsem geçmiş gözümün önünden film şeridi gibi geçiyor.hele dik bir yokuşu vardı oturdugumuz evin bende mermer bulurdum evden sıvı veya katı sabun alırdım altına sürer arkadaslarımla sabahtan akşama kadar kayardım..bazen o sabunlar kesmezdi piril dökerdim tabı o benim için lükstü her zaman aynısını yapamazdım.piril şişesi yarıya indiğinde yapardımki annem eksildiğini çok anlamasın dimi :) birde pantolonlarım yırtılırdı tabi eve nası gitsem napsam bilemezdim cunki o halde gittigimde annemin kızacagını ve saatlerce öğüt vereceğini bilirdim ama el mahkum paşa paşa giderdim :) hele maç yaptığımız zamanlar o üst başın çamurdan geçilmediği,teninin artık toz toprağa büründüğü eve geldiğindede; "oraya basma halının üstünden atla doğru banyoya pasakli seni"diye kızan aile bireylerimiz...En çokta sobayı severdim üstünde çay demlenilen,kestane kızartılan aynı zamanda çamaşır kurutulan altında patates pişen... O sobayı belkide kuzenımle yaramazlık yaptıgım icin cok seviyorum. hiç unutmam sobanın ıcıne atılan gazeteler cabuk tutuşmadan içinden alır halının üstüne koyar terlikle söndürmeye çalışırdık sonrası mechul gene annem ve teyzem kızardı bize..bizde asla şiddet olmadı en büyük şiddet oturup saatlerce öğüt verirlerdi ..onun yerine dayak yemeyi tercih ederim siz düşünün:) pokemon,babylade,digimon ve daha nice çizgifilm daha nice filmler cocuklugumun vazgecilmezleri..okuldan gelir gelmez ödevlerimi yapar hemen tv karsısına gecerdim büyük bi sabırsızlıkla beklerdim o zamanlar nerde plazma,led tv ler .. 52 ekran bi tüplü televizyonumuz vardı 10 dakıkada acılır 15 dakıkada kapanırdı :) pür dikkat izlerdim tv yi hiç kaçırmadan.Kaçırsam ertesi gün tenefüste arkadaslarımla ne konusacaktım :) Taso oynarken hangisi daha guclu hangisi daha degerli nereden bilecektim :) hafta sonu olurdu kapının onunde oynamaya cıkardım neredeyse boğazıma kadar çektiğim, bi cebi misket bi cebi taso dolu eşofmanımla :) bi yandan sobalardan cıkan keskın odun ve kömür kokusu bi yandan hafif sisli ve kapalı bi hava ama bunlar oyundan önemlimiydi :) kışın elektrıkler giderdi saatlerce gelmezdi.Bozacılar sokaklarda boza diye bağırarak gezerlerdi can çekiyor tabi alırdık bizde severdik. ev kalabalıksa herkes hikayeler anlatırdı herkes sohbet ederdi..sonrada sobanın çıkardığı çıtır çıtır odun yanma sesiyle uyurduk.Sabah olurdu sütçü elinde metal bir kap diğer elinde metal demir bir ölçek süt satmaya gelirdi.Dikkatlice ölçtüğü ölçekle annemin uzattığı tasa süt koyar gülümser giderdi..Oruç zamanlarıysa eğer oruca alıstırmak için iftarlık alınırdı buyuk bi hevesle sahura kalkılır büyük bi iştahla yemek yenir niyet edilirdi sonrada uyku tutmazdı ateriler açılır sabahlara kadar gizlice aileler uyuyunca oynanırdı :) İftar zamanı iple çekilir saniye saniye sayılırdı tabi öncesinde iftarlık alışverişine çıkılırdı tabi insanın karnı aç olunca gözüde aç olurdu markette ne görsek alabilirsek alırdık..Arefe günü gelirdi.Bayram alışverişine çıkılır en güzel çikolataları,şekerleri,bayramlıkları almak için aksama kadar gezerdik.Meshurda sözümüz olurdu Arefe günü için.Dayanacak gücümüz kalmadıgı için bugün tutmasak olurmu? derdik.Kuşlar bile oruc tutar bahanesi ile kandırılıp o günde orucumuzu tutardık.En zoruda nedense erkekler için bayram namazı saati olurdu sıcacık yataktan kalkmak istemezdik ama mecburuz genede keyifle giderdik namaza.Eve koşar adımla gelir bayramlaşır acaba ne kadar harclık alacaz diye gözlerinin içine bakardık ailemizin.Sonra en güzel bayram kıyafetlerini giyer sokaktaki tüm evleri gezerdik.Ailenin en büyüklerine gider her gittiğimiz evlerde yemekler,tatlılar ikram edilirdi harçlıklar burdada toplanmaya devam edilirdi.Misafirler hiç eksik olmaz adete kapı sonuna kadar dayanırdı.Sokaklardaki evleri gezerken Çoğunlukla çikolata şeker alırdık tabi para veren evlerde vardı.O evleri ayrı bi severdik her bayram gider arkadaslarımıza tavsıye ederdik:) hele birde çikolata mı para mı diyenler oluyordu e bizde ikisini seçerdik ayırt etmezdik :)oda yetmezdi misafirliğe gittiğimiz evin cocugu ile onlarında mahallesini gezerdik:) topladıgımız harclıkları cogu zaman oyuncaklara yatırırdık veya o meshur kız kaçıran,torpil,füze,çatpat,maytap gibi eğlence gereçlerine yatırırdık tabi patlattığımız yerdeki insanlardan az küfür az azar yemiyorduk ama dolu dolu yaşıyorduk çocukluğumuzu...bakkaldan içinden futbolcu resmi cıkan sakızlar alır onların albümlerindeki yerlerine yapıstırır hediyelerini almak için yarışırdık veya abi 100 bine kaç sakız geliyor ne var 100 bine derdik:) şimdiki 25 kuruşlar 10 kuruşlar o zamanlar o kadar değerliydiki.. Giyim kuşamda önemliydi o zamanlar lc waikiki giyene zengin gözüyle bakılır o maymun simgesine aşık olunur özenilirdi.Hele pazar banyoları vardı kesinlikle yıkanılmak istenmeyen ve erken uyunmak istenmeyen o meşhur tatilin son günü.. Schooterlar,ateriler,sobalar,tasolar,eski bayramlar derken o güzel zamanlar gerçekten çooook çabuk geçti.Şimdi hiçbirinden eser yok..Ozamanlar elektrikler gitmesine moralim bozulur tv izleyemecegim için canım sıkılırdı.O zamanlar nerde bilgisayar?hem lükstü hemde o kadar yaygın değildi,bayramlarda sokakta gezmek varken ev ziyaretlerine gitmek istemezdim,kutu süt varken dısardan süt alınmasına kızardım sevmezdim ama zorla içerdim.Şimdi ogünleri öyle özlemle arıyorumki...Şimdi herşey o kadar değişti ki.. Günümüzü yazmaya gerek duymadım çünkü herşey apaçık ortada.Yorumu sizlere bırakıyorum.Okurken sizlerde iç çekip o günleri arıyorsanız;içinizde hala o günlerden kalma bi çocuk yatıyor demektir ... :) Candaş YAZICI

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder